Bu sayfada en sık karşılaştığımız soruları sizin için cevaplamaya çalıştık. Burada olmayan sorularınızı lütfen bize sayfanın altındaki formu kullanarak ulaştırınız. Sorunuzun yanıtı için verdiğiniz iletişim bilgilerini kullanarak tarafınıza bilgi ileteceğiz.
GENEL KONULAR
Evet, Atamer Göz Merkezi işe giriş raporu vermektedir. Bilgi ve randevu için çağrı merkezimize danışabilirsiniz.
Evet, Atamer Göz Merkezi ehliyet raporu vermektedir. Bilgi ve randevu için çağrı merkezimize danışabilirsiniz.
Yeni doğan bir bebek, gözleri sağlam doğdu diye bir kural yoktur. Gözlük ihtiyacı, şaşılık, katarakt, göz tansiyonu, göz kapağı şekil bozuklukları, göz yaşı kanalı tıkanıklığı, göz tümörleri ve benzeri her türlü göz hastalığı yeni doğan bebekte görülebilir. Bu yüzden her yeni doğan bebeğin ilk 6 ay içinde rutin göz muayenesi yapılmalıdır.
Bilgisayar ekranına bakma gerçekte bir kırma kusuruna neden olmaz yani halk arasındaki ifadeyle gözü bozmaz. Kırma kusuru olan kişilerde uzun süre bilgisayarda çalışmak yorgunluk, göz ve baş ağrısı yapabilir. Uygun gözlük kullanma bu problemleri giderir. Ekrana dikkatli bakış sırasında göz kırpma sayımız azalır buda göz yüzeyinin kurumasına neden olur. Ortam neminin azaldığı durumlarda, büro gibi klimalı ortamlarda göz yaşı buharlaşma hızı artar göz yüzeyinin kurumasını önlemek için göz kırpma sayımızı arttırmalı ve molalar vererek çalışmalıyız.
Bilgisayar ekranının üst seviyesi göz seviyenizi aşmamalıdır. Böylelikle gözünüz çalışma sırasında hafifçe aşağı bakar pozisyonda olacak, bu durum kapak aralığınızın bir miktar dar kalması yoluyla göz yaşınızın buharlaşabileceği göz yüzeyini azaltacaktır.
"Diyabet (Şeker Hastalığı) damarları etkileyerek gözün retina (sinir) tabakasında kanamalara yol açabilecektir. Şeker hastaları metabolik kontrollerine ne kadar dikkat ederlerse (AKŞ nin %20 mg ın altında olması, hipertansiyonun kontrolü, total lipid ve kolesterolün normal sınırlarda olması), damarlardaki tahribatı o kadar geciktirmiş olurlar şeker hastalarının yılda 1 defa ayrıntılı göz muayenesinden geçmesi gerekmektedir. Eğer retina tabakasında kanamalar başlamışsa bu kontroller daha sık yapılmalıdır.
Miyop (uzağı görememe) çoğunlukla ilkokul çağında başlar ve ergenlik boyunca vücudun büyümesine paralellik göstererek büyür. Sınıfta tahtayı görmede sıkıntı çeken, derslerinde başarısız olan çocukları göz kontrolünden geçirmekte fayda vardır.
- Nesneleri gerçek boyutlarında gösterir.
- Daha iyi ve geniş görüş alanı sağlar.
- Buğulanma yapmaz.
- Spor ve aktivitelerin rahat, kısıtlanmadan yapılmasını sağlar.
Görmede bulanıklık, renklerin soluk görülmesi, gözlük numarasının aniden değişmesi kataraktın en belirgin belirtileridir.
- 18 yaşından büyük olan,
- Son 1 yıldır gözlük derecesi değişmemiş olan,
- Miyop, Hipermetrop, ve astigmat görme kusuru olan,
- Gözünde herhangi bir tıbbi sorunu (glokom, katarakt, üveit retinopati vb.) olmayan,
Gözlük ve kontakt lenslerinden kurtulmak isteyen herkes bu tedavi için adaydır.
Gözlerimiz en değerli organlarımızdan biridir. Göz sağlığımıza önem vermeli, kontrollerimizi ihmal etmemeliyiz. Gözler normal görünümünde olsa bile 1 yaşında ilk muayenesi yapılmalıdır. Daha sonra 5 yaşında ve okula başlarken muayeneler tekrarlanır. Genellikle tek gözde ortaya çıkan göz tembellikleri muayene edilmedikçe bulgu vermezler ve saptanamazlar. Göz tembelliği tedavisinde ilk 5 yaş çok önemlidir.
Bebeklerde ilk 3 ayda ara sıra olan göz kaymaları normaldir. Daha sonra olan kaymalar mutlaka göz hekimince değerlendirilmelidir. Bebeklerde göz bebeğinde beyazlık kızarıklık, kayma gibi belirtiler göz içi tümör belirtileri olabilir. Erken tanıda tedavisi mümkündür.
Doğuştan itibaren olan çapaklanmalar gözü tehdit edebilen enfeksiyon hastalıklarına bağlı olabileceği için mutlaka göz hekimince görülmelidir. Doğuştan itibaren olan sulanmadan göz yaşı kanalındaki tıkanıklık sorumlu olabilir. Uygun masaj ile %90 düzelir masaja rağmen 1 yaşa kadar düzelmese sonda uygulaması ile çözümlenebilir. Sonda uygulamasına rağmen düzelmeyen hastalarda ameliyat gerekebilir.
Glokom (Karasu Hastalığı) göz içi basıncının yükselmesi nedeniyle görme sinirinin giderek zayıflamasına ve görme alanı kaybına yol açan, tedavi edilmez ise körlükle sonuçlanan sinsi bir hastalıktır. Erken dönemle hiçbir belirti vermeyen bu hastalık detaylı yapılan göz muayenesi ile tespit edilir. 40 yaşın üzerindeki kişilerin yolda bir defa ayrıntılı göz muayenesinden geçmesi tavsiye edilir.
Yorgunluk, uykusuzluk, stres ve kafein seyirmesine neden olabilir. Bilgisayar kullanımı ve parlak ışıklarda uyarıcı olabilir. Hastalarımızın uyku ve dinlenme saatlerine dikkat etmesi, stresli yaşamdan uzak durması, bilgisayar kullanımını azaltması, evlerinde yumuşak ve parlak olmayan aydınlatmalar kullanması ve kahveyi kesmesi onlara yardımcı olabilir.
Ani ortaya çıkan siyah lekeler, sinek uçuşmaları ve ışık çakmaları retina tabakasında yırtıkların habercisi olabilir. Vakit geçirmeden göz doktoruna başvurmak gerekir. Yırtıklar erken dönemde tespit edilirse etrafları laserle çevrelenerek retina dekolmanı (sinir tabakalarından ayrılma) engellenerek ameliyata gerek kalmadan tedavi edilmiş olur.
Halk arasında tavuk karası ismi verilen gece körlüğü A vitamini eksikliğinin sebep olduğu bir göz problemidir. Beyne giden sinirlerin işlevlerini tam anlamıyla yapamamasından oluşan bu rahatsızlık genetik olarak da geçebilir ve ilerleyici özelliktedir. Ülkemizde akraba evliliklerinin çok yapılması nedeniyle sık rastlanan bir hastalıktır.
Halk arasında Göz Nakli olarakda bilinir. Kornea, gözün en önünde yer alan ve görme işlevinde büyük rolü olan gözün saydam tabakasıdır. Gözün bozuk olan korneasının ( saydam tabaka ) sağlam bir kornea ile değiştirilmesi işlemine “KORNEA NAKLİ” veya tıp dilinde “KORNEA TRANSPLANTASYONU” ya da “KERATOPLASTİ ” adı verilir.
Halk arasında arpacık ya da it dirseği olarak bilinen hordeolum , göz kapağında yer alan bezlerin stafilokoksik iltihabıdır. İnfeksiyon Meibomius bezlerinde yerleşmiş ise ‘iç arpacık’, Zeiss veya Moll bezlerinde yerleşmiş ise ‘dış arpacık’ ismini alır. İç arpacık kapakta daha derinde , dış arpacık ise daha cilde yakın yerde abse şeklinde kendini gösterir.
Her iki durumda da şikayetler önce kaşınma, kızarıklık, şişkinlik ile başlar, zaman içinde abseleşmeye kadar gidebilir. Hatta göz kapağı tamamen şişebilir. Hastada kirpik dibi iltihabı varsa genellikle birden fazla şişlik oluşabilir. Seyrek olarak abseler kirpik kenarına yakın bir yerden dışarı boşalarak kendiliğinden iyileşir. Tedavisinde ilk günlerde arpacığın olduğu göze sıcak pansuman uygulamak yeterli olabileceği gibi, lokal antibiyotikli pomadlar ve ileri durumlarda sistemik antibiotik kullanımı gerekebilir. Bazan akut enfeksiyon geçtikten sonra yerinde nodül kalabilmektedir, bu durumda kistik yapının cerrahi olarak boşaltılması gerekir.
Tüm dünyada 1980’li yıllardan beri bu tip ameliyatlar uygulanmaktadır. Dünyada 35 milyondan fazla kişinin lazer operasyonu geçirdiği tahmin edilmektedir. Özellikle son jenerasyon tetkik ve tedavi cihazları sayesinde güvenlik çok üst seviyelerdedir.
Lazer tedavisinde 0,5 dioptri ve altındaki numaralar gözlüksüzlük olarak değerlendirilir ve başarılı kabul edilir. Gözlük numaralarının ilerlemesi durmadan işlem yapılırsa tekrar gözlük kullanmak gerekebilir. Lazer operasyoundan sonra miyoplar % 95, hipermetroplar %70 oranından gözlüksüz kalırlar.
Gerçek ameliyat süresi 4-5 dakika sürmektedir. Ancak yüksek güvenlik önlemleri nedeniyle ameliyathanede 15-20 dakika gibi bir süre geçirmek gerekmektedir.
Ameliyat öncesi yapılan detaylı tetkik ve muayeneler sonucu, göz yapınıza en uygun yöntem hekiminiz tarafından önerilip, sizinle birlikte seçiliyor.
Lazer ameliyatları damla anestezi altında gerçekleştirilmektedir. İşlem ağrısızdır.Kornea damarsız bir yapıda olduğu için kanamasız bir ameliyat biçimidir.
Femtolasik ve ReLEx Smile yöntemlerinde 3-4 saat süren ağrı, batma, sulanma olabilmektedir. Ancak TransPRK – PRK – LASEK gibi yüzeyin soyulması esasına dayanan yöntemler uygulanmış ise 1 – 2 gün ağrı söz konusu olabilmektedir.
Geçici bir süre olabilmektedir. Bu nedenle belirli bir süre (3 aya kadar) suni göz yaşı kullanımı önerilir.
Yeni jenerasyon lazer cihazları ile uygun gözlerde 6 dioptriye kadar astigmatı düzeltmek mümkün olmaktadır.
Lazer tedavisi ileride olmanız gerekebilecek katarakt vb. herhangi bir tedaviye engel ya da sebep oluşturmamaktadır.
Gözlük ihtiyacı hissedip, gözlüğü kendinize engel teşkil ediyor olarak görüyor, ameliyat olmak istiyorsanız, gözünüzün de uygun olması durumunda ameliyat olabilirsiniz.
Ameliyattan sonra + – 0,50 dioptri başarı ve gözlüksüzlük olarak kabul edilir. İlk ameliyattan 6 ay kadar sonra yapılan kontrolde numara kaldığı tespit edilirse ve gözün kornea tabakasının kalınlığı uygun ise tekrar lazer ameliyatı yapılabilir.
Enfeksiyondan korunmak için 1 hafta duşu dikkatli almak ve 15 – 20 gün deniz vb. uzak durmak gerekmektedir.
Sosyal Güvenlik Kurumu Kapsamında (SSK/Bağkur/Emekli Sandığı );
Hastanemiz Kalite Standartları kapsamında randevu sistemi ile hizmet vermektedir.
Bu nedenle telefon yoluyla ya da hastanemize gelerek randevu almanız gerekmektedir.
(Randevu alırken ad-soyad, telefon ve sosyal güvence bilgilerinizi vermeniz yeterlidir. Doktorunuzu randevu alırken seçebilirsiniz.)
Muayeneye gelirken getireceğiniz evraklar, randevu alırken hasta danışmanları tarafından size bildirilecektir. ( Lütfen almış olduğunuz randevuya gelirken evraklarınızı eksiksiz olarak getiriniz.)
Doktorunuza muayene olabilmek için giriş katında bulunan Hasta Kayıt bölümüne evraklarınızı bırakınız. Giriş işlemlerinin yapılması için hasta danışmanları tarafından çağrılmayı bekleyiniz. Girişler sistemimizde kayıtlı bulunan randevu sırasına göre yapılmaktadır.
Giriş işlemleriniz tamamlandıktan sonra, beklemeden, hasta danışmanları tarafından ön muayene bölümüne yönlendirileceksiniz.
Ön muayeneniz tamamlandıktan sonra, hemşireler tarafından poliklinik tarafındaki bekleme yerlerine yönlendirileceksiniz.
Hasta kartlarınız poliklinik sekreterlerimiz tarafından ön muayene kısmından alınıp, doktorunuza verilir.
Poliklinik sekreterlerimiz tarafından randevu sırasına göre muayene odasına alınırsınız. Uzman hekim muayenesi tamamlandıktan sonra doktor tarafından reçeteniz hazırlanır.
Muayeneniz tamamlandıktan sonra reçetelerinizi giriş yaptırdığınız hasta kayıt bölümüne giderek,“Randevu-Onay” kısmından onaylatmanız gerekmektedir. Böylece tüm muayene işlemleriniz tamamlanmış olur. Onaylanan reçetelerinizi istediğiniz SGK anlaşmalı eczane ya da gözlükçülerden alabilirsiniz.
Her giriş işlemi sırasında “TC Kimlik Numarası” üzerinden bir protokol numarası alınmaktadır. Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından muayene olduğunuz tarihten itibaren 10 gün içindeki tüm işlemler kontrol olarak belirlenmektedir. Dolayısıyla muayeneden sonraki 10 gün içinde doktor değiştirme hakkınız bulunmamaktadır.
Hastanemizde muayene olacak tüm hastalarımızın T.C. kimlik numarası Nüfus Müdürlüğü’nce yazılmış Nüfus Cüzdanı ile başvurmaları zorunludur.
Özel olarak muayene olmak isteyen hastalarımız (hiçbir sosyal güvencesi olmayan veya isteğe bağlı olarak) randevu alması gerekmemektedir. Hasta kayıt bölümüne özel muayene olmak istediklerini belirterek, giriş işlemlerini yaptırabilirler.Muayene yoğunluğundan dolayı 08:00 ile 18:00 saatleri arası www.atamergozmerkezi.com.tr internet adresinden yada 444 6 469 telefondan da istenilen tarih ve saate randevu alıp hastanemize başvuru yapabilir.
Hastanemizde muayene olacak tüm hastaların T.C. kimlik numarası Nüfus Müdürlüğü’nce yazılmış Nüfus Cüzdanı ile başvurmaları zorunludur.
Hayır, glokom yeni doğan bebek dahil her yaşta görülebilen bir hastalıktır. Fakat glokomlu hastaların %90’ı, 40 yaşın üzerindedir. Kalan %10’u ise bebekler, çocuklar ve gençlerde görülür.
Bazen, göz tansiyonu sınır düzeyi civarında ise, görme siniri sağlam görünüyorsa, teşhiste güçlükler olabilir. Bu hastalar, izlemeye alınmalı ve ileri teşhis yöntemlerine ve bazı testlere başvurulmalıdır. Özellikle ailesinde glokomlu olanlar daha dikkatli olunmalıdır.
Glokom krizi, göz tansiyonun birdenbire çok yüksek seviyelere yükselmesidir. Bu durumda hastada, dayanılmayacak derecede şiddetli göz ağrısı, baş ağrısı, gözde kanlanma, bulanık görme, görmenin azalması, ışığın hassasiyeti, bulantı-kusma gibi belirgin belirtiler görülür
Hayır, olabilir. Düşük tansiyonlu glokomlu adı verilen bir tür glokom vardır ki bu hastalık da göz tansiyonu 20’nin altında olduğu halde glokomun tüm belirtileri mevcuttur ve tedaviye ihtiyaçları vardır.
Gözküresinin, göziçi sıvısı tarafından oluşturulan belirli bir basıncı mevcuttur. Buna göziçi basıncı adı verilir. Normal düzeyi 10-20 mm civa basıncı arasındadır. Glokomlu gözlerde bu değer 20 mm civa basıncı üzerine çıkmaktadır.
Eğer hasta, hastalığın ileri dönemlerinde doktora başvurursa teşhis çok kolaydır. Böyle bir hastada göz tansiyonu 25-30 dolaylarında bulunacak, gözdibi muayenesinde, görme sinirinin tahrip olduğu görülecek ve görme alanında önemli kayıpların oluştuğu görülecektir. Bunlar glokomun çok tipik belirtileridir.
Eğer gözünüz göz tansiyonunun yükselmesine uygun yapıda ise siz birtakım şeylere dikkat ederek bu yükselmeyi engelleyemezsiniz. Örneğin sizde göz tansiyonu yüksek ise, gözlerinizi hiç yormasanız da, hiç kitap-gazete okumasanız, televizyon izlemeseniz, çok havuç yeseniz(!) de tansiyon düşmeyecektir.
Eğer gözde katarakt dışında görmeyi azaltan bir neden yoksa, yani saydam tabaka (Kornea) normal yapıda ise (herhangi bir leke, şekil bozukluğu yoksa) ve sinir tabaka (retina) sağlıklı ise (diabet, hipertansiyon ve göz tansiyonuna veya yaşlılığa bağlı bir zayıflama yoksa) Katarakt ameliyatı yapılan bir göz, eski görmesine kavuşur.
Kronik açık açılı glokom adı verilen en sık görülen glokom çeşidinde genellikle belirgin bir belirti yoktur. Yakınlarında glokomlu bir hasta olan kişiler, gözlerinde yorgunluğa bağlı hafif bir ağrı, kanlanma gibi şikayetleri olduğunda hemen bunun glokom (=göz tansiyonu) belirtisi olabileceğini düşünürler. Bu kişilerin şüpheden kurtulmaları için göz muayenesi olup göz tansiyonlarının ölçülmesi doğru olacaktır. Glokomda, bazen gözde hafif ağrılar, günün bazı saatlerinde bulanık görmeler gibi belirtiler görülebilir. Fakat çoğunlukla hiçbir belirti vermez.
GÖZ TANSİYONU (GLOKOM)
Glokom, gözün iç basıncının görme sinirine zarar verecek kadar yükseldiği bir göz hastalığıdır. Bu basınç, göz içi sıvısının dolaşımındaki bozukluk sebebiyle ortaya çıkar. Glokom, körlük sebeplerinin başında gelir.
Glokom sıklıkla 40 yaş üzerinde görülsede nadiren bebeklerde göz tansiyonu görmekde mümkündür. Ailevi geçişi vardır. Yaşın ilerlemesi ile birlikte glokom riski artmaktadır. En önemli risk faktörleri aşağıdaki gibidir.
- Yaş
- Miyopi
- Ailede glokom hikayesi
- Geçirilmiş göz yaralanmaları
Göz sıvısı (hümör aköz) göz içinde üretilir ve gözün akı ile saydam korneanın birleştiği yerin hemen arkasındaki ön kamara açısından drene olur. Bu açı daralır yada tıkanır ise, akım bozulur. Göz sıvısı üretilmeye devam ettikçe basınç artar.
Görme siniri görme bilgilerini beyne nakleder. Glokom görme sinir liflerini tahrib ederek kör noktalar meydana gelmesine sebep olur. Görme siniri ancak ileri derecede tahrib olduğunda bu kör noktaların farkına varılır. Bu sebeple erken teşhis ve tedavi önemlidir. Tedavi edilmediğinde, glokom görmeye zarar verir. Göz içi basıncının artması gözün gören tabakasını besleyen kan damarlarında daralmaya sebep olabilir. Kanla beslenmenin azalmasıyla görme sinir hücreleri ölür ve görme kaybıyla sonuçlanır. Hastalık ilerledikçe daha fazla sinir hücreleri ölür ve görüş alanı daralır. Kontrol altına alınmazsa bu durum tam körlüğe sebep olabilir.
Genellikle anlayamazsınız. Vakaların çoğunda ilerleme aylar hatta yıllar içinde olur. Bir çok vaka belirti vermez. Siz farkına varmadan yavaş yavaş görmeniz kaybolur. Bazı kişilerde zayıf belirtiler vardır. İlerlemiş göz tansiyonu belirtileri arasında karanlık mekanlarda görme zorluğu, kenarları görememe ve bulanık görme sayılabilir. Işık etrafında hareler, baş ağrısı ve göz ağrısı da olabilir.
Tonometre denilen cihaz ile göz tansiyonunuz kolay ve ağrısız olarak ölçülür. Doktorunuz ayrıca gözün arkasını muayene ederek görme sinirini inceler. Görme sinirinin fonksiyonunu değerlendirmek için görme alanı tetkiki de gereklidir. Bunun dışında görme sinir tabakasının kalınlığını inceleyen tetkikler de vardır.
Glokom genellikle göz damlaları ile tedavi edilir. İlaç tedavisinin görme sinirini korumadığına karar verilirse Göz Tansiyonu Ameliyatı (glokom ameliyatı) zaman geçirmeden yapılmalıdır.
Maalesef glokoma bağlı görme kaybı kalıcıdır ve geri dönmez. Bu sebeple düzenli göz muayenesi çok önem taşır.
Hayır, fakat erken teşhis ve tedavi oluşacak görme siniri hasarı ve görme kaybını azaltmanın en iyi yoludur. Eğer ailenizde glokom hikayesi mevcutsa, her yıl mutlaka muayene olmanız yeterlidir.
KATARAKT (FAKO)
Gözün renkli kısmı irisin arkasındaki bir oluşum olan lensin şeffaflığını kaybetmesidir. Bir fotoğraf makinesindeki mercek gibi, gözün merceği de ışık ışınlarını kırarak görüntünün retinada odaklaşmasını sağlar. Göz merceğinde kesifleşme başlarsa görme azalır. Bulanık görmeye ek olarak kataraktın diğer semptomları parlama, hayalet görüntüler ile çok aydınlık veya çok karanlıkta görmenin azalmasıdır.
ABD gibi gelişmiş ülkelerde katarakt genellikle yaşa bağlı olarak oluşur. Katarakt oluşumuna etki eden diğer faktörler genetik, uzun süreli steroid damla kullanımı veya daha önceden geçirilmiş göz ameliyatı, yaralanması ya da iltihabını içerir. kataraktların ikincil olarak oluşması, bazen kümülatif hayat boyu ultraviole (UV) ışığına maruz kalmaya bağlı olabilir. Buna karşılık ultravioleyi bloke eden gözlük camları kullanımının, katarakt oluşumunu engellediği ya da yavaşlattığı gösterilememiştir. (Diğer yandan ultravioleyi bloke eden gözlük camları kullanımının zararlı olduğunu gösteren bir ispat da yoktur).
Katarakt oluşumunu engelleyen ya da yavaşlatan bir cam kullanımı, ilaç tedavisi, egzersiz ya da perhiz yoktur.
Katarakt cerrahisinin zamanlaması kişinin görme ihtiyaçlarına göre geniş bir dağılım gösterir. Mesleki açıdan çok iyi görme ihtiyacı olan bir kişinin (ör. pilot) katarakt ameliyatı, çok fazla araba kullanmayan veya çok okumayan bir daha yaşlı kişiye göre daha erken bir safhada yapılır. Katarakt cerrahisi, görme günlük ya da mesleki gereksinimleri engelleyecek seviyede azaldığı ve göz doktoru katarakt cerrahisinin görmeyi yeterince artıracağına karar verdiği zaman yapılabilir. Çok erken safhada ameliyat etmek önerilmediği gibi, kataraktın ileri derecelere kadar “olgunlaşmasını” beklemek de doğru değildir. Diğer taraftan kişi ameliyat olmayı istemez ise, cerrahiyi ileriye atmak da göze çoğunlukla zarar vermez.
İlerlemiş kataraktlarda görme çok azalmış olmasına rağmen, katarakt cerrahisi uygulandıktan sonra görme geri gelir.
Katarakt cerrahi olarak alındıktan sonra, gözde odaklamayı sağlayan doğal mercek kalmamış olur. Bu odaklama göz içi lensi olarak bilinen plastik bir implant konularak sağlanır. Bazen böyle bir implant konulmaz. Bu durumda görme kontakt lensler ya da kalın camlı gözlükler ile düzeltilir. Nadiren katarakt cerrahisi sırasında göz içi lensi yerleştirilemez ise, daha sonraki bir tarihte ikinci bir cerrahi işlem ile yerleştirilebilir.
Cerrahınız gözün büyüklüğünü ölçen ve implantın kırıcı gücünü belirleyen Ultrason veya A-scan adı verilen basit ve ağrısız bir test uygular.
Katarakt cerrahisi sonrasında, göz tümüyle iyileşene kadar gözün tam ve sonuç gözlük reçetesini belirlemek mümkün değildir. Lens implantasyonu gözün kırıcılığının % 80 ile 90’ını sağlar, bu nedenle ameliyat sonrasında gözlüksüz görme de sıklıkla oldukça iyidir. Ulaşılabilir en iyi görme için ise sıklıkla, optik düzeltmenin ortalama kalınlıklardaki camlar ile yapılması gerekir. Uzak görme ve okuma için en net görmeyi sağlamak için genellikle bifokal gözlükler gerekir. Gözlük reçetesi ameliyattan altı ile sekiz hafta sonra yazılır.
Tam bir göz muayenesi yapılır. Göz doktorunuz ameliyat hakkında bilgi verir ve varsa sorularınızı cevaplandırır. Ameliyat olmak istiyorsanız, bir ameliyat tarihi belirlenir ve ultrason testi için gün verilir. Dahiliye doktorunuz ya da aile doktorunuza bir check up için muayene olmanız istenir, ya da yakında yapılmış bir muayenenin sonuçları istenir. Yaşlı hastalarımızdan ayrıca bir EKG ve basit laboratuar tetkikleri isteyebiliriz. Ameliyattan önceki gece, gece yarısından itibaren bir şey yiyip içmemeniz istenecektir. Cerrahi öncesi gece dinlenmek ve iyi uyumakta yarar vardır.
Cerrahi normal şartlarda damla anestezisi ile yapılır. Kendinizi daha gevşemiş ve rahat hissedebilmeniz için bir anestezi uzmanı intravenöz olarak (damardan) hafif sedasyon verecektir.
Katarakt cerrahisinin % 98’i ayakta yapılır. Girişten hastaneden ayrılışa kadar tüm işlemler yaklaşık iki saatte tamamlanır.
Sedasyonun etkisi geçtikten sonraki 24 saat boyunca biraz sersemlemiş olacaksınız. Bu nedenle ameliyat günü size eve kadar ve evde eşlik etmek üzere bir akraba ya da arkadaşınıza rica etmeniz uygun olur. Çoğu hasta hiçbir ağrı hissetmez. Eğer rahatsızlık olursa, genellikle hafiftir ve ağrıkesiciler ile kontrol altına alınabilir. Ameliyat sonrası ilk günlerde sıklıkla batma ve hassasiyet olacaktır. Görmeniz ameliyattan sonraki birkaç hafta boyunca bulanık olabilir, arkasından devamlı artacaktır.
Görmeyi azaltacak başka bir faktör yok ise, katarakt cerrahisi sonrası görmenin artma olasılığı % 90 ile 99 arasındadır.
Hafif aktiviteleri hemen yapabilirsiniz. Okuma, televizyon seyretme, uyuma, yürüme ve yemek yemede kısıtlama yoktur. Birinci günden sonra, vücudu zorlamayan orta derecede aktiviteleri yapabilirsiniz. Altıncı haftadan sonra aktif yaşamınıza geri dönebilirsiniz.
İşin tipine göre değişir. Öncelikli olarak bir masa başı işi ise, cerrahiden 3-5 gün sonra işe başlayabilirsiniz. Daha ağır işler için birkaç hafta beklenmelidir.
Bir hafta sonra yapabilirsiniz.
Gözünüzü ovalamayınız, ani hareket etmeyiniz, darbe almamaya dikkat ediniz.
Birinci ve üçüncü günlerde kontrole gelmeniz gerekmektedir.
Bir ay sonra ücretli gözlük muayenesine gelmeniz gerekmektedir.
Yaklaşık üç hafta boyunca kullanacağınız ilaçlar sizlere doktorunuz tarafından reçete edilerek anlatılacaktır.
Ameliyat olduktan bir gün sonra gözlerinizi açabilirsiniz.
Ameliyattan on beş gün sonra denize girebilirsiniz.
Ameliyattan on beş gün sonra kaplıcalara gidebilirsiniz.
Katarakt genellikle çıplak göz ile görülemez. Bir göz doktoru ilaçla göz bebeğini genişletip özel bir mikroskop ile muayene ederek kataraktın olup olmadığına karar verir.
KONTAKT LENS
- Nesneleri gerçek boyutlarında gösterir.
- Daha iyi ve geniş görüş alanı sağlar.
- Buğulanma yapmaz.
- Spor ve aktivitelerin rahat, kısıtlanmadan yapılmasını sağlar.
Lenslerinizin (aylık yada yıllık) kullanım süresini geçirdiyseniz, lenslerin optik düzenlemelerinde bozulma oluştuğundan lens ile görüş iyi olmayacaktır. Gelişim çağında iseniz gözlerinizin numarasında artış olabilir. Lensin kendisinde; madde, protein birikimi gibi lensin yapısını bozan bir durum oluşmuş olabilir.
Lensin göz üzerinde oturduğu tabaka, beslenmesini havadaki oksijenden sağlamaktadır. Lens kullanımı oksijenin bir kısmının göze geçişimini engellemektedir. Gündüz saatlerinde bundan rahatsız olmayan göz uyuma sırasında,kapakların kapalı olması nedeniyle daha az oksijen alacağı için, lensin gece de gözde kalması, kısa bir süre sonra gözlerde lense karşı tahammülsüzlük ve kızarıklıklar oluşturacaktır.
Doktorunuzun önerdiği kaydırıcı ve nemlendirici bir solüsyon damlatarak lensin hareketliliğini sağlayıp sonra çıkartmalısınız.
Lenslerinizi çıkartın. Şikayetleriniz geçiyorsa lenslerinizde hasarlanma kir ve yabancı cisim olup olmadığını kontrol edin. Böyle bir durumda bu lensi atıp yeni bir lens takınız. Yeni lens ile de sorunlarınız devam ediyorsa lensi çıkarıp doktorunuza müracaat ediniz.
Göze iyi uygulanmış bir lens gözde ne çok hareket etmelidir ne de tamamen hareketsiz olmalıdır. Uygulama hatası olabilir. Doktorunuza müracaat ediniz.
Günümüzde kontakt lensler son derece yumuşak, ince ve esnektir – bundan daha da önemlisi nemliliklerini koruyabilmektedirler. Kontakt lensin yapıldığı materyal ve tasarımı lensin gözünüze mükemmel uyum sağlamasına olanak tanır. Aslında kontakt lenslerinizin sağlayacağı rahatlık sayesinde, gözünüzde hiç kontakt lens yokmuş gibi hissedersiniz.
Kontakt lenslerin kendileri enfeksiyon oluşturmaz. Enfeksiyonları başlatan, kirli bir kontakt lensin yüzeyindeki mikroplardır. Gerekli hijyen kurallarına uyulmaması yada lensin uygun koşullarda kullanılmaması bu tür sorunlara yol açabilmektedir. Göz doktorunuzun talimatlarına uyar ve lenslerinizin bakımını düzenli olarak yaparsanız lens kullanmanın rahatlığına herhangi aksaklıkla karşılaşmadan devam edebilirsiniz.
Kontakt lenslerin yapıldığı materyaller biyolojik olarak uyumludur, en üst düzey rahatlık için gözünüzün şekline uyacak bir tasarım ile üretilirler.
Sağlıklı gözler için belli miktarda oksijenin gözün ön penceresi durumundaki korneaya ulaşması gerekir. Dolayısıyla havadaki oksijenin kontakt lenslerinizden geçmesi gerekir, kontakt lenslerinizde yapıldığı materyaller sayesinde bunu en sağlıklı şekilde karşılayabilmektedir.
Hayır, bir kontakt lensin gözün arkasına sıkışması mümkün değildir. Kontakt lens, sadece gözün ön bölümünde ya da yerinden oynaması durumunda göz kapağının altında durabilir.
Modern dizaynları sayesinde, doğru takıldığı takdirde, yumuşak kontakt lenslerin gözden düşmesi neredeyse imkansızdır. Bu nedenle kontakt lens kullanırken her tür sporu yapabilirsiniz. Kontakt lensin gözün üzerinde durması, lensin çapına bağlıdır. “Sert” kontakt lensler, çapları daha küçük olduğu için yerinden oynamaya daha yatkın olsalar da, yumuşak kontakt lenslerin gözden düşmesi mümkün değildir. Bu durum nadiren gözün aşırı ovalanması sonucu ortaya çıkabilir.
Lenslerinizi mikroplardan arındırmanın ve temizlemenin en iyi yolu lensleri ovalayarak temizledikten sonra gece boyunca solüsyonun içinde bekletmektir. Ayrıca, her zaman kontakt lens bakım solüsyonunun üzerinde yazan talimatlara uyun.
Yapabilirsiniz. Yapmanız gereken tek şey işlemleri uygun sırayla gerçekleştirmeniz: Konktakt lensleri makyaj yapmadan önce takın ve makyajınızı silmeden önce çıkarın. Ayrıca saç spreyi gibi püskürtmeli maddeler kullanacağınız zaman, spreyin lenslerinizin üzerine yapışmasını önlemek için gözlerinizi her zaman kapalı tutmayı unutmayın.
Renkli kontakt lenslerin numaralı ve numarasız olanları mevcuttur. Numarasız da olsalar renkli kontakt lensler de medikal cihazlar kategorisine girdiğinden bir göz doktoru tarafında uygulanmalı ve reçete edilmelidir.
Bu doğru değildir. Aslında kontakt lensler arasında pek çok farklılık vardır – farklı tasarımlar, farklı materyaller. Bunu yanı sıra, kontakt lensler kullanım sürelerine de sahiptirler. Gün boyunca kullanılan kontakt lensler, gece boyunca uyurken de takılabilen kontakt lensler ve her gün değiştirilen günlük kullan-at kontakt lensler diye farklılık gösterirler.
Kontakt lensler doğrudan kornea üzerine yerleşir ve bu nedenle görmeyi, gözlükteki gibi gözden 1-2 cm uzakta değil, doğrudan gözün üzerinde düzeltirler. Bu nedenle, kontakt lensler gözlüklere göre daha iyi görme sağlarlar.
Astigmatizm artık kontakt lens kullanımı için engel değildir ve siz de kontakt lenslerin sağladığı tüm özgürlüğün keyfini çıkarabilirsiniz.
Okurken fazladan yardım için okuma gözlüğüne ihtiyaç duymaya presbiyopi adı verilir. Presbiyopiyi kontakt lenslerle düzeltmenin çeşitli yoları vardır. Bunlardan biri “monovizyon” olarak adlandırılan tekniktir. Bu teknikte, göz doktorunuz görmenizi düzeltmek için her iki gözde farklı lensler kullanacaktır. Bunu yanı sıra, presbiyopik hastalar için “bifocal” ya da “multifocal” olarak adlandırılan özel kontakt lensler bulunmaktadır.
Kontakt lens kullanımı için yaş sınırı yoktur, çocuklar da yetişkinler gibi lens kullanabilirler. Araştırmalar, göz kusuru bulunan çocukların 8 yaşından itibaren kontakt lens kullanımı ve bakımı için gerekli beceri ve duyarlılığa sahip olduklaırnı göstermektedir. Her yaştaki insan kontakt lensin sağladığı faydalardan yararlanabilir. Yaşı ilerleyen çok sayıda kişi uzak ve yakın görmeyi aynı anda düzelten kontakt lensleri kullanmaktadırlar.
DOKTORUNUZA SORUN
Aşağıdaki formu doldurarak doktorunuza istediğiniz soruyu sorabilirsiniz. İletişim bilgilerinizden cevabınızı size en kısa sürede ulaştıracağız.